Of'ta bir yıldız kaydı, Kötüler kazandı gene, Meyve veren ağacı kuruttular iyiler sahip çıkamadı
Ahmet Temel Bulut hak ve hukuka saygılı ibadet niyetiyle yaptığı muhtarlık görevine son verdi bu seçim aday olmadı.
Neden mi tekrar aday
değilim?
Bu Tahir hiç kimseye asla boyun bükmedi
Muhtarlıktan apartman, konak, saray dikmedi
Mahallemle arama öyle zincir çektim ki;
Bizans
bile Haliç'e böyle zincir çekmedi...
Daha önce "neden aday oldum" diye yazı
paylaşmıştım.
Şimdi de neden olmadığımı yazayım:
Hani bir hadis var "üç durumda insanın amel
defteri kapanmaz".
1. Hayırlı ve topluma yararlı evlat yetiştiren.
2. Faydalı ilimler ışığında talebe yetiştiren.
3. Topluma yararlı eser veya eserler bırakanlar(Bu
eserlerin faydası sürdükçe yapan veya yaptıranın amel defteri kapanmaz).
Biz de o düşünceyle yola çıkarak muhtarlığa
soyunduk.
Gördük ki öte dünyayı düşünen yok; yedisinden
yetmişine insanlar günlük çıkarlar peşinde.
Bir de istedik çevremizdeki insanları geçmişten gelen
kin ve nefret duygularıyla ayrıştırmışlar, onları barıştırıp kaynaştıralım.
Bölmek kolay bütünleştirmek zordur.
Nasıl mı? Çıkar fesadın biri eski yaraları kaşır,
zaten cahil olan insanların şövenist ruhunu ortaya çıkararak insanları
"akrabacılık" adına birbirine düşman eder. Bunu niçin mi yapar?
Düşman ettiği bir grubu peşine takıp oylarını almak için. "Sen falanca
oğlusun, biliyormusun falanca oğlu senin dedene ne yapmıştır gelin birlik olup
bu seçimde onlara öyle bir şamar atalım ki dedelerimizin mezarda kemikleri
rahat etsin.!" diyerek kendisine taraftar toplar. Bu durum bizim oralarda
"Akrabacılık" kavramı altında çoğu yerde işlenir ki, yanlış
bilgidir:
Akrabalık kavramı yörede farklı anlamda
kullanılıyor. Hısım-akraba kız alıp verilen, dolayısıyla kadınlar nedeniyle
kurulan bağdır.
Aynı soyadı taşıyan kişiler akraba değil
sülaledir.
Şimdi soruyorum: Kız alıp verme dolayısı ile bizim
oralarda hısım-akraba olmayan insan var mıdır?
Bence hepimiz birbirimize dolaylı yollardan
akrabayız; biraz eşelerseniz ortaya çıkar.
Gelelim 5 yıllık icraatıma; 5 yıl içinde iddia
ediyorum Cumhuriyet kurulandan muhtarlık dönemimin başlangıcına kadar devlet
eliyle yapılan yardım ve yatırımların toplamından fazla yatırım getirmişim.
"Devlet eliyle diyorum"; insanların imece
usulüyle para toplayıp yaptıkları hizmetleri hesaba katmıyorum.
Fakat ne yazık ki, su projesi uygulattım daha iş
başlamadan "akmaz" dediler.
Yol yaptım çalışmaz dediler.
Bir mahallenin elektrik hatlarını yeniledim, köy trafosunu
mahallenin orta yerine koydum ki, enerji kaybı olup voltaj düşmesin. Trafoya
hat çekmek için direk yeri vermediler; Üstelik beni dirayetsizlik ile
Suçladılar. Hadi ben dirayetsiz idim, sn kaymakam da dirayetsiz mi idi ki, yedi
kez bu iş için toplanmamıza rağmen işi halledemeyip trafoyu geri yollamak
zorunda kaldık.
73km. Yol ağım var diyebilir mi kimse "Yol bir
gün kapalıydı, çayımı veya yükümü alamadım.
Beni istemeyenler rahat etsin diye aday olmadım;
inşallah gelecek olan beni atlatmayıp o yolları 1 gün kapalı saklamaz.
Fiziki hizmetlerimin yanı sıra sosyal hizmetlerde
bulunup fakirin ve fakir öğrencinin daim yanında oldum.
İşi düşenin işini savsaklamadım, elimden gelen
gayreti gösterdim.
Kim yanıma gelip; “benim falanca işim var, bu iş
için filana gideceğiz" dedi de gitmedim.
İşte bu hizmetinde bulunduğum insanlar benden
kendilerine tekrar hizmet etmek için yalvarmamı istediler.
O kadar onursuz muyum ki; "ben sana eşek
olmaya namzet im, ne olur beni kendine eşek et.!" Diyeceğim.
Şahsım maddi zarardan başka ne elde ettim bu
işten.?
Yaptıklarımın Manevi yönünü ise Allah'a
bırakıyorum; nasılsa onu Yüce Mevla biliyor.
Bunlar mahallemin içiyle olan hikâyenin bir küçük
kesiti.
Bir de temsil yeteneğim var ki, onu da limitsiz
ortaya koydum; 2 sefer Of muhtarlar derneği başkanlığına oy birliği ile
seçildim.
Ekside aldığım derneğin şimdi mülkü kendisine ait
bir ofisi var. Dönüşecek kadar parası var.
Bunları yaparken de derneğin yapması gereken
faaliyetlerin hepsini noksansız yerine getirdim.
1 yıl daha başkanlık görevim var lakin bu seçimden
sonra hemen istifa edip siyasi açmazdan kurtulacağım.
Devletin en zirvesi dâhil her türlü makam-mevkie
mahallemin sorunların önce insan gibi ve edep dâhilinde anlatıp hak aradım.
Taleplerim gerçekleşmeyince gerekli tepkiyi adap çerçevesinde vermekten de geri
durmadım.
Her zaman her yerde olduğu gibi Of'un çarşısında da
başım dik gezdim ve mahallelinin de dik gezmesini sağladım.
Muhtar olmadan önce takriben 10 yıla yakın sosyal
çevremi kullanarak Kuran kurslarına nakit akışını sağladım.
Şimdi gidin mahalleme sorun; "bizim ondan çok
büyük beklentilerimiz vardı; beklentilerin yanında bir şey yaptığı Yok derler.
Desinler, inşallah beni aramazlar.
Arasalar da bulamazlar artık ya alsınlar şimdi
mahalleyi tepe tepe kullansınlar.
Benden artık kimsenin herhangi talebi olmasın
da.....
Bunları açık açık mahallem ve çevrem inşasına
yazıyorum; Aşağı Saksonya halkına yazmıyorum; merak eden araştırsın.
Ve bir not; şairliğimle de dalga geçip; "O ne
anlar muhtarlıktan sadece şiir yazmaktan anlar o da yarı buçuk" dediler.
Dediler de dediler.
Yazacak çok şey var aslında lakin 4 saat sonra
uçağım var ve benim gözlerim kapandı mı "açılmam" diyor.
Hadi hayırlısı
Eski muhtar
Ahmet Temel Bulut
(Tahir)
Bu yazı toplam 66575 defa okundu.