VÂKA-İ HAYRİYE

Of İlçe Milli Eğitim Müdürü 1 hafta önce bana Of'ta bir şiir etkinliği yapılacağını,benim de şiir sevdalısı olduğumu, ben dahil bütün muhtarların davetli olduğunu söyleyip dernek başkanı olarak şahsımdan muhtarlara mesaj çekmemi talep etti.
Ben de talebini yerine getirdim ve nihayet etkinlik gecesi gelip çattı.
Haliyle birkaç muhtar arkadaş ve yakın dostlarımla birlikte etkinliğe katıldım.
Çocuklar ünlü şairlerin şiirlerini büyük bir şevk ve heyecanla okudu.
Akabinde değerli şairlerimizden olup kendisi de Of'ta doğan Cevdet Karal bey Kürsüye çıkıp birkaç şiirini okudu ve öğrencilere birkaç nasihatten sonra kitaplarını tanıttı.
Bekledim ki, şair değilsem bile şiir meraklısı olan ve tanınmış bütün şairlerin en az birkaç dizesi hatırın da olan bendenizi de sahneye çağırıp en azından birkaç kelam etme olanağı versinler.
Şiir ve şairler üzerinde onca kafa yormuş bir insan olarak buna hakkım vardı sanırım.
Üstelik büyük bir şiir etkinliği değildi,küçük bir kasabada çoğu şiirden anlamayan insanların hatır için geldiği bir etkinlikti.

Böyle olmadı; Sn. Cevdet Karal sahneden inince hemen ödül törenine geçildi.
İşte burada içimden bir ses, daha önce de siyasilere çok yakın tavırları ve hoşlanmadığım bazı uygulamaları (Bunları yüzüne söylemişim) yüzünden eleştirdiğim,kendileri de uzaktan akrabam olan Of İlçe M.E.Müdürünü insanların içinde esefle kınadım ve sn.Cevdet Karal'a dedim ki; '' İyi ki of'ta yaşamıyorsunuz, yaşasaydınız aynı muameleye maruz kalırdınız''.
Akabinde kendi oyumu verdikten başka bütün gayretimle desteklediğim belediye başkanımız da bana;''Tahir abi,anlıyorum çok duygusalsın,benden bile duygusalsın ama sn. müdürümü esefle kınadığın için ben de seni esefle kınıyorum''.
Haklısınız Sn.Başkan; ben de kendimi hem esef hem şiddetle kınıyorum! Böyle bir oluşumda arkadaşlarıma mesaj çekip getirdiğim için! 
Kendimi kınıyorum; 35 sene ayrı kaldığım Of'a tekrar dönüp ömrümce bulaşmadığım siyasete bulaştığım için!
Esefle ve şiddetle kınadığım daha birçok şey var ama uzatmayazağım.

Daha önce yazıp defalarca paylaştığım bir sözdür;''Kalem ehline yapılan her gönül kırıcı hareket kalemtıraş görevi görür!'' 
Nasılsa şiirlerim tez konusu oldu ve tez 19 Mayıs üniversitesi'de kabul gördü, o yüzden ''gönlüme yazılmış şiir kitabım'' demiştim ve kitap çıkartmayı düşünmüyordum. 
Fakat ! Sırf mevki-makamların geçici olduğu, kubbede baki kalmak için hoş seda bırakmak gerektiğini acı bir şamarla anladım! Bu yüzden değersiz şiirlerimi kitaplaştıracağım.

Göçeceğiz azar azar miadımız dolunca;
Tarih Tahir'i yazacak, Tahir tarih olunca...

Siyaset bu, meçhuldur akıbeti
Eteğinden tutulmaz ki ebedi
Bir gün derler;''Tak koluna sepeti!''
Hangi amir devretmedi nöbeti...

Tahir BULUT

Şurada teskereye ne kaldı ki; 22 ay...
Muhtarlıktan ömrüm vefa edip terhis olursam, kalan günlerimde içimde biriktirip de bağlayıcı görevim dolayısıyla yazamadıklarımı, bir de Of'tan edindiğim izlenimleri yazacağım.

Bu yazı da uzun oldu ama idare edin. 
Hoş sonuna kadar okumaya mecbur değilsiniz ya! :)
Gönül kırmadan güzel ve moralli bir Salı geçirmenizi dilerim.

Bir not: Sn Müdür haklı olabilir;kendisi şiir uzmanıdır ve beni tasvip etmeyebilir. Kendimi bir kez daha esefle kınıyorum,nasılsa parayla değil. :)

Ah Haydar Denizci dostum ah! Bunlar adamı zorla ''Gomonis'' ederler